makine çalışmak üzere, bebeği besle
gün, 2014'ün bir parçası arkadaşım. günler ağır yine...
kapısını çaldım komşunun, 'zile bassana!' diye domuzlandı gözümde çağın gâfili
bozguna uğramak istemedim yaşıma yaslanarak, fakat içeriye akan görüm beni, 'TV' denen zerzevatın yaşıtlarımca çoktan yenmiş olduğuna doyurdu
davet edildim...
sağ elimi dayadığım masanın dili olmuş çocuk bezi elimi yalasa da bir telefon istedim, şu an'a uyuma alıştırdığım şuurumla 'öcü' denebilecek dişi insandan, 'hanımefendi' hitabımla
kalbi bir indi benimle, bir çıktı tam beynine!.. hanımefendi dedim, ben tam istediğiniz yerden geliyorum...
-''öyleyse buyrun da görelim marifetlerinizi, sayın Tanrının Terk Ettiği''
-acelesi yok annesi, kul gel demeye alışmışken
-''buyur ettik ya!''
bir adım... iki ve ardı... minik kızı hasta etmiş, bu ruhu ölmüşler! kızdığım kadar gömüldüm, otuzluk kadın hastanın döşeğine.
-bu kıza daha acı bir şey veremediniz mi, acısı hoş gele?
-'bizi buradan götür!'
-!
-bu gezegende özgür olmak adına yorulmuşları, onların acılarına tahammül edemeyen sözde sevdiklerinden alıyorum.
siz
kalıyorsunuz.
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder