9 Ocak 2012 Pazartesi

Harabelerin Kayıp Çocukları

İrdelenmemiş her türlü bok hazinedir. Neden? Onca gürültü; varlıkları hiçbir şekilde anlam ifade etmeyen sayısız sesle kuşatılıp koca karanlıkta, mum ateşi kadar aydınlık barındıran, değerden haber veren, uzunun içinde kısacık bir ezgiye üşüşmüş ''normal'' olmayanların acı manzaralarındayım. ''Gerçek yaşam için dar kapıdan geçiniz''. O resimde ben de varım. Zavallı biz. Oysa takmamak vardı, değil mi? İç karartan ne kadar şey varsa hepsi yaşamın özsuyunu arayanlardadır, mutlu olmayı ve etmeyi en iyi şekilde becerebileceklerde. sen gibi. ben, bizler gibi. yine de göz, yürek başka yerlerde hep. Tuhaf... Bildiğimiz doğruların asılmasına göz yummak tuhaf. Her şekilde içinde yaşadığımız ve yaşayacak olduğumuz kusursuz yalnızlıktır. Vaktinde söylenmeyen her söz, koyulmayan her tavır, o anda kiraladığımız katillerimizdir, mesaileri yarınlarda başlayacak olan. Sabır denen şeyin, bazı hassas durumlarda vaat ettiği yegâne olgu elbette birbirimizden uzak tutulmamız adınadır gibi.

5 yorum:

  1. tanıdık geldi doğrusu.bilginin peşinden koşan adamlar,öğrendikleriyle boğuluyor sanki

    YanıtlaSil
  2. bilginin devamı için heves ki uğraş yoksa yüktür bilmek. vakti gelmiş kütüphanedeki yangının ortasında heykel gibi bırakmışsa kendini insan, boğulmak hakkıdır. mevzu kendi kalabalığımızdan uzak olmamız.

    YanıtlaSil
  3. yani kendini gerçekleştirmek yolunda ciddi fedakarlıklara yüreklenmişler öne çıksın lütfen

    YanıtlaSil
  4. duygusal açıdan farkındalık yük değil de nedir? insanların sevgi bencili olduğu bir dünyada yaşıyoruz.anneler sadece çocuklarını,çocuklar sadece annelerini sevebiliyor(gerçek manada).kan bağı güven veriyo demek ki?bunu öğrendiğinde boğulmaktan nasıl kurtulabilirsin?

    YanıtlaSil
  5. sevilmeye ihtiyacın olmadığının farkına vardığında elbette. seviyorsan da karşılık beklememeli aslında.

    YanıtlaSil